Batı Şeria ve Kudüs’teki cenaze törenleri Filistin bayrağının açılması nedeniyle hedef alındı

İsrail Başbakanı Naftali Bennett, 17 Mayıs’ta yerleşim birimlerine ziyareti sırasında orduya, polise ve istihbarata Filistinlilere saldırma konusunda serbestlik verdi. İsrail’in Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile’nin cenaze törenine şiddetli saldırıları hakkındaki eleştirilere rağmen polis, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bir başka cenazeye de saldırı düzenledi. Bennett, 17 Mayıs’ta bu saldırıları savunurken durumu ‘terörist avı’ olarak nitelendirdi ve güvenlik güçlerinin saldırdığı unsurların cenazede polise taş attığını iddia etti.

İsrail Başbakanı, Genelkurmay Başkanı General Aviv Kochavi ve diğer yetkililerle birlikte Batı Şeria’nın merkezindeki Efrayim Bölge Konseyi’ne ziyarette bulundu. Ofisinin aktardığına göre Bennett, durumun operasyonel bir değerlendirmesini yaptı. Ardından özel olarak Efrayim Tugayı ve genel olarak da Batı Şeria ve Kudüs’te terörizmi önlemeye yönelik faaliyetler hakkında bilgi aldı. Naftali Bennett, “Teröristleri nerede olurlarsa olsunlar ve her türlü silahla hedef almak için verdiğim talimat nettir” dedi.

Bennett’ın ifadeleri, 23 yaşındaki Velid eş-Şerif’in cenaze törenine katılanlara karşı saldırıları nedeniyle İsrail’e yönelik eleştirilerin ardından geldi. Şerif, Ramazan Ayı’nda Mescid-i Aksa’ya yönelik polis baskınlarında yaralanmış ve hafta sonu yaşamını yitirmişti. Cenaze öncesi ve sonrasında şehidin Beyt Hanina’daki evine, Kudüs sokaklarına ve cenaze törenine yönelik saldırılar hız kazandı. Kudüs’te Filistin bayraklarının açılmasını engelleme emri uyarınca harekete geçen polis, cop, gaz bombası, sopa ve atık su ile vatandaşlara saldırılar düzenledi, el-Mücahidin Kabristanlığı’nı bastı ve orada bulunanlara saldırdı. Filistin Kızılayı, 11 gazeteci de dahil olmak üzere cenaze cemaatine yapılan saldırılar sonucunda en az 70 kişinin yaralandığını açıkladı.

İsrail merkezli ‘Haaretz’ gazetesi, 17 Mayıs’ta ‘Filistin bayrağının indirilmesinin, yasal bir emir’ olduğunu içeren bir makale yayımladı. Polislerin aşırı güç kullanımının incelenmesi gerekliliğinin yanı sıra gazete, Kudüs Tugayı Komutanı Tümgeneral Doron Tercuman’ın da polislere ‘Filistin bayraklarına el konulması ve cenaze töreninde çekilmelerinin engellenmesi’ yönünde talimat verdiğini belirtti. Gazeteye göre Hukuk Müşaviri’nin hükümete verdiği bir talimat çerçevesinde, bayrağın ancak bayrağın kaldırılmasının ciddi bir kamu güvenliği ihlaline yol açma riskinin yüksek olduğu durumlarda indirilmesi gerektiğine karar verildi.

İsrail İç Güvenlik Bakanı Omer Bar- Lev geçen yıl, Emniyet Genel Müfettişi’ne hitaben yaptığı konuşmada kendisine ‘gösteriler sırasında Filistin bayraklarına el konulmasını kısıtlama ve istisnai durumlar dışında bayraklara el konulmasına izin vermeme’ çağrısı yapmıştı. Gazeteye göre Bar- Lev şu ifadeleri kullanmıtı:

“Yargı Danışmanı Ghali Berhab Mayara, polise Filistin bayrağının yükseltilmesinin ifade özgürlüğü ile korunan yasal bir mesele olduğunu açıklamalı. Bayrak açmanın tek başına polis müdahalesi için bir gerekçe olmadığını da idrak ederek polise talimat vermelidir.”

Gazeteciler Sendikası, 17 Mayıs’ta İsrail işgal güçleri ve yerleşimciler tarafından gazetecilere yönelik saldırı ve suçların tırmanmasını kınadı. Sendika, yerleşimcilerin ayaklar altına alınmasına, işgal güçlerinin Sendika Genel Sekreterliği üyesi fotoğrafçı Cafer Eştiyye’ye ve 17 Mayıs’ta işgal altındaki Kudüs’te şehit Velid eş-Şerif’in cenaze töreninde 11 gazeteciye saldırmasına işaret etti. Ayrıca durumu, işgal hükümetinin Filistinli gazetecileri hedef aldığının kanıtı olarak nitelendirdi.

Kudüs ve Kutsal Mekânları Desteklemek için İslami Hıristiyan Komitesi, İsrail polisi liderliğini Kudüs’te çalışan üyelerine ırkçı ve acımasız talimatlar vermek, Kudüslüleri düşman hedefler olarak sınıflandırmak ve istisnai çatışma kuralları uygulamak ile suçladı. Komite, işgal polisinin biri Yahudiler için açık mavi, diğeri ise Kudüslüleri bastırmak için tasarlanmış ölümcül siyah olmak üzere iki tip plastik mermi kullandığını söyledi. Komite, İsrail polisinin Kudüs vatandaşlarına karşı eylemlerinin boyutunun onları faşist tugaylara dönüştürdüğünü kaydetti.